HAZIR BEYAN SİSTEMİNDEN SONRA HAZIR UZLAŞMA SİSTEMİ

Yazar: Alper Aslıhak

Son dönemlerde uzlaşma görüşmelerine katılmış ya da katılacak olanların aşağıdakine benzer bir diyaloğun tarafı olması muhtemeldir. (M: Mükellef, UK: Uzlaşma Komisyonu)

M: Hakkımızda düzenlenen rapor hukuka uygun değil. Bizim kadar kim vergi ödüyor ki? Bu vergi tarhiyatını ve cezaları kaldırmanızı talep ediyoruz.

UK: Maalesef mümkün değil.

M: O zaman cezaları kaldırın. Vergi aslının da yarısını indirin lütfen.

UK: Maalesef… Bu konuda talimat var. Vergi aslında indirim yapılması mümkün değil. Cezaların ise en az % 20’sini almak zorundayız. Size cezalarda % 80 indirim öneriyoruz. Standart uygulamamız bu şekilde. Kabul ediyorsanız bu şartlarda uzlaşabiliriz. Bizim elimizden gelen bir şey yok.

M: Uzlaşmanın sonucu önceden belli ise siz neden buradasınız? Biz ne diye geldik buraya? Uzlaşma sonucunu bana yazılı olarak gönderseydiniz, kabul ediyorsam cevap verirdim.

UK: ……….

Gerçekten de, son üç yıldır yapılan uzlaşma görüşmelerinde yukarıda aktarılan diyaloğun benzerleri sıklıkla yaşanmaktadır. Çünkü uzlaşmaya ilişkin mevzuatta bir değişiklik olmadığı halde, uygulama şekli değiştirilmiş ve yazılı olmayan bir teamül biçiminde standart hale getirilmiştir. Bu durum hem uzlaşma komisyonlarına iştirak eden kamu görevlileri, hem de mükellefler açısından rahatsız edici olabilmektedir. Uzlaşma sonuçlarına dair istatistikler de, standart uygulamaya geçilen 2017 yılından itibaren bu müesseseye olan ilginin azaldığını ortaya koymaktadır.

Geçtiğimiz yıllarda Bakanlık yetkililerinin, uzlaşma uygulamasında yaşanan kimi sorunları gidermek adına vermiş olduğu sözlü talimat gereğince; uzlaşma komisyonları sınırlandırılmış bir yetki kullanmaktadır. Buna göre vergi asıllarında herhangi bir indirim yapılmazken, vergi ziyaı cezalarının genel olarak % 20’si alınmaktadır. Bu şartları içeren teklif mükellefe önerilmekte, kabul edilirse uzlaşma vaki olmaktadır. Mükellefe ve incelemeye dair subjektif hususlar dikkate alınmamaktadır. Böylece uzlaşma uygulaması, Vergi Usul Kanunu’nun 376 ncı maddesinde düzenlenen indirim uygulamasına oldukça yaklaşmıştır.

Bu yeni uygulamaya göre; hakkında vergi ziyaı cezalı tarhiyat uygulanan bir mükellefin önünde, dava açmak dışında, temelde iki seçenek bulunmaktadır. Ya cezalarda indirim müessesesinden yararlanarak vergi ziyaı cezasının yarısından kurtulacak, kalan ceza ve vergiyi bir ay içinde ödeyecek; ya da uzlaşmadan yararlanarak cezanın % 80’inden kurtulacak ve ödemeyi geciktirme imkanına sahip olacaktır.

Görüleceği üzere, gelinen nokta itibariyle fiilen aynı şartlar altında kullanılabilecek, birbirine çok benzeyen ama biri diğerinden daha az avantaj sağlayan iki ayrı müessese bulunmaktadır. Bu durumun doğal sonucu olarak, 376 ncı maddede düzenlenen indirim müessesesi, uzlaşma kapsamına giren durumlarda işlevsiz kalacaktır. Kanun düzenlemesinden fiilen uzaklaşan uzlaşma müessesesi, indirim müessesesinin yerini alacaktır.Uzlaşma müessesesinden beklenen artık bu ise, yukarıda karşılaştırılan iki düzenlemeden birinin kaldırılması ve diğer düzenlemede gerekli değişikliklerin yapılması daha yerinde olacaktır.

Diğer taraftan, Kanun düzenlemesinde öngörülen uzlaşma uygulamasının kusursuz olduğunu ve idarenin haksız olduğunu söylemek de kolay değildir. Düzenlemenin mevcut hali, keyfiliğe fazlaca imkan tanımasının yanında; vergilerin yasallığı, eşitlik ve kuvvetler ayrılığı ilkelerine aykırılık gibi birçok soruna yol açmaktadır. İdare, uzlaşmaya ilişkin kimi düzenlemelerin fiilen işletilmemesi konusunda kararlı ise; mevzuat hükümlerinde lazım gelen değişikliklerin yapılmasını ve bu ikiliğin ortadan kaldırılmasını sağlamalıdır. Bu çerçevede, örnek ülkelerin uygulamalarından da feyzalarak, uzlaşma uygulamamızda yapılabilecek bazı değişiklikler aşağıda sıralanmıştır.

  • Öncelikle 376 ncı maddede düzenlenen, cezalarda indirim müessesesiyle uzlaşmanın karşılıklı durumuna karar verilmesi gerekmektedir. Şu an uygulanan haliyle uzlaşma, cezalarda indirim uygulamasının % 80 indirim yapılan hali durumundadır. Bu uygulamalardan birisi kaldırılıp, diğerinde gerekli değişiklikler yapılabilir, ya da farklı alanları düzenlemeleri sağlanabilir. Örneğin, uzlaşma düzenlemesi kaldırılarak, indirim düzenlemesinde vergi ziyaı cezasından daha fazla indirim yapılacak şekilde değişiklik yapılabilir. Zira, 376 ncı maddenin kapsamı daha geniştir.
  • Etkili yönetim ve iyi yönetişim ilkeleri çerçevesinde, Avustralya örneğinde olduğu gibi uzlaşma prosedürü azaltılarak esneklik sağlanabilir. Mükelleflerin her aşamada uzlaşma istemelerine imkan sağlanarak belki de incelemeye başlamadan konu çözüme kavuşturulabilecektir. Böylece bir taraftan kamu kaynağının israfının önüne geçilerek çok daha fazla inceleme yapılabilecek, bir taraftan da vergi gelirinin çok daha erken tahsil edilmesi mümkün olacaktır. Bu yolun tercih edilmesi halinde vergi inceleme sürecinde de buna yönelik değişiklik yapılması gerekecektir. Mükellef tarafından bakıldığında ise, uzun ve stresli bir inceleme süreci ve belirsizlik ortadan kalkacak, mükellefler bir an önce önüne bakabilecektir.
  • Amerika örneğinde olduğu gibi, vergiye uyumlu mükelleflere uzlaşma görüşmelerinde ilave imkanlar sunulabilir. Uyumlu mükellefleri ödüllendirmeye yönelik uygulamalar, bir süredir vergi mevzuatımızda yer almakta ve giderek önem kazanmaktadır. Benzeri bir uygulama uzlaşma için de söz konusu olabilir. Diğer taraftan, uzlaşmaya giren mükelleflerin ödeme güçlüğünü ortaya koymak üzere, tecil uygulamasındaki “zor durum” tespitinde olduğu gibi objektif kriterler getirilebilir.
  • Almanya örneğinde olduğu gibi, mükelleflerin dava yoluna gitmesi, öncelikle uzlaşma gibi idari çözüm yollarını tüketmiş olmasına bağlanabilir. Böylece mahkemelerin yükü azaltıldığı gibi, idari çözüm yollarının başarı oranı da yükselecektir.
  • Uzlaşma komisyonuna bağımsız üyelerin katılması tartışılabilir. Vergi yargısı hakimi, avukat, noter, meslek temsilcileri gibi kişilerin varlığıyla, komisyona daha bağımsız bir nitelik kazandırılabilir. Bunu tartışırken, özellikle inceleme sürecinin başında/içinde yapılacak uzlaşma görüşmelerinde, incelemeyi yapan müfettişin de komisyonda bulunması bir seçenek olabilir.
  • Uzlaşma sonucunda ortaya çıkacak mali yükümlülükler için taksitlendirme uygulaması getirilmesi, taksitlendirme şartlarının tecil uygulamasında olduğu gibi uyumlu mükellefler lehine farklılaştırılması, mükelleflerin uzlaşma isteğini artıracaktır. Buna karşılık, taksit ödemelerini aksatan mükellefler için uzlaşma sonuçlarının geçersiz olması yönünde düzenleme yapılabilir.

Uzlaşma müessesesinin yeniden ele alınarak çok daha adil, etkin ve hukuki biçimde düzenlenmesi mümkün ve gereklidir. Yukarıda sayılan önerilerin dikkate alınmasının bu amaca hizmet edebileceği ve faydalı olacağı düşünülmektedir.

Diğer taraftan, idari çözüm yollarının doğru biçimde düzenlenmesi, tek başına çözüm sağlayamamaktadır. Zira, idarenin inceleme, uzlaşma, kdv iadesi, izaha davet gibi süreçlerde mükellefi yeterince dinlemediğini, idarece belirlenen şekilsel süreçlerin kesin biçimde uygulandığını görmekteyiz. Bunun en yaygın örneği, başlı başına bir sorun teşkil eden vergi tekniği raporu konusudur. Bilindiği üzere, hakkında vergi tekniği raporu düzenlenen kişilerden gerçek bir alış yapmış mükelleflerin bunu ispatlamasına müsaade edilmemekte, her türlü kanıt sunulsa dahi; “vergi tekniği raporu resmiyet kazanmış bir belgedir, biz onun aksine rapor yazamayız, işlem yapamayız” şeklinde yanıt alınmaktadır. Üstelik tarhiyata dayanak olan vergi tekniği raporu mükelleflere verilmemekte, inceleme aşamasında mükelleflerin kendini savunması, uzlaşma ve dava açma gibi konularda bilinçli karar vermesi engellenmektedir. Bu gibi sorunları aşabilmek ve hukuk devleti idealine sahip çıkmak için; mevzuatın iyileştirilmesi kadar, mevzuat hükümlerinin bürokratik teamüllere göre değil, Kanunun ruhuna uygun biçimde uygulanması da önem arz etmektedir.

Not: Uzlaşmaya ilişkin istatistiki veriler, örnek ülke uygulamaları ve uzlaşma hükümlerinin yarattığı sakıncalar gibi konularda detaylı bilgiye, Vergi Müfettişi Muhsin ATÇI ile birlikte kaleme alınan ve ayrına yayımlanacak olan “Uzlaşma Müessesesi Beklentileri Karşılıyor Mu?” adlı makalede yer verilmiştir.

03.06.2020 tarihinde, vergipedia.com ve muhasebetr.com sitelerinde yayımlanmıştır.